Özgürlüğümüzün Adı ‘Cumhuriyet’ 100 Yaşında!

Cumhuriyet-Bayrami

29 Ekim 1923 Günü: Türk Tarihinin en şanlı, en kutlu, en yüce ve en onurlu günüdür. O tarihten bugüne kadar yaşadığımız ve hatta yaşayacağımız tüm yarınlarımız için müteşekkir olduğumuz Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır. Hayal ötesi bir gerçeklik Atatürk! Yüzyıllar sonrasını öngörüp yüzyıl sonra doğacak evlatlarına 57 yıllık ömrü ile umut olmuş bizleri doğmadan koruma altına almıştır. Sen bizleri tanımadan, karanlıklara ışığınla doğdun.

”Cumhuriyet, fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerinin ve zekasının önünde saygıyla eğilmeliyiz. Bağımsızlığımızı, uygarlığımızı, haklarımızı, eşitliğimizi, eğitimimizi, başarılarımızı, vatanımızı, bayrağımızı, onurlu duruşumuzu bizi biz yapan her şeyi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

Ulusunun kaderine yön vereceği ve liderliğiyle Anadolu’yu saracak kurtuluş ateşinin kıvılcımı olan Samsun’a çıkış tarihini, doğuşunun günü olarak belirleyecek kadar vatansever bir liderin, dünyada eşi benzeri görülmemiştir. Dünya’nın gözünden de Atatürk, Türkiye için armağandır. Uçurumun kenarında yıkık bir ülkeyi türlü düşmanlarla, kanlı boğuşmalarla yıllarca süren savaşlarla şanlı Türkiye haline getirmiştir. İşte bu yüzden 29 Ekim Türkiye’nin yönetim şekli olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında coşkuyla kutlanması gereken en büyük bayramdır.

Cumhuriyet 100 Yaşında

Cumhuriyet İlan Edilmeseydi Neler Olurdu?

Atatürk’ün bize armağanı ve emaneti olan bu kutlu Cumhuriyet olmasaydı muasır medeniyetler seviyesine ulaşamamış olacaktık. Laiklik ilkesi olmayacaktı din ve devlet işleri birbirine arka çıkacaktı halifelik devam edecekti. Halkçılık ilkesi olmayıp, halkı ön planda tutan bir anlayış olmayacaktı. İnkılapçılık, Devletçilik, Milliyetçilik olmayacaktı. Kadın ve erkek eşitliği olmayacaktı. Seçme ve seçilme hakkımız olmayacaktı. Tekke ve zaviyelerin devam edecek olması tarikatçıların ve cemaatçilerin önünü açacaktı. Kıyafet Devrimi, Soyadı kanunu gibi devrimler de asla yaşanmayacaktı. Osmanlıca, Arapça ve Farsça dillerinin kullanımına devam edilecekti. Atatürk, tüm bu sahnelerden bizi Cumhuriyet ile korumuştur. Atatürk olmasaydı biz kim olurduk, nasıl yaşardık hiç düşündünüz mü?

Atatürk iyi ki doğmuş ve iyi ki Türkiye Cumhuriyet’ini doğurmuştur. Cumhuriyet ne demek ve neyi ifade ediyor bilmeyenlere yaşayacakları hayattan bahsetmek gerek. Her gününü, her anını borçlu olduklarını ve Cumhuriyetin yolundan Atatürk’ün izinden ayrılamayacaklarını bilmeleri lazım.

Esaret biteli 100 yıl oldu bugün, en büyük destanımız Cumhuriyet. Biz var oldukça sürecek ilelebet! Atatürk’ün izinde tam bağımsız Türkiye’nin gençleri bu kutlu günde bağırın her yerde ”Yaşasın Cumhuriyet” Ömrünü vatanı uğruna yaşayan Ulu Önderimizin, bize bıraktığı hayat için sonsuz teşekkürler Atam, minnettarız.

Kalbimize kazınmış büyük aşkımız, tüylerimizi diken diken yapan tarihimiz, damarlarımızda kudretli akan kanımız, bayrağımızın al rengini aldığı şehitlerimiz, zekasına, karakterine, duruşuna, cesaretine, vazgeçmeyen, pes etmek nedir bilmeyen yapısına, öngörülerine, başarılarına, vatanımızın parlayan yıldızısın sonsuza dek hayranız sana Atam. Çağlayan sel gibi şanlı ulusumuzun, sarsılmaz bir inançla kalbimizde tutkun ve Türklüğün yazgısını yazan kahraman Atam, yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyet!

Yükselen yeni nesil, kutla her gününü 29 Ekim bugün diye! Yeri göğü inleten şanlı bayrağına, Atatürk’ten emanet özgürlüğümüzün adı olan Cumhuriyetine daima sahip çık. Açtığın yoldan, gösterdiğin hedeften ebediyen ayrılmayacağız.

Bir hilal uğrunda özgürce yaşamak demek; Cumhuriyet demektir. Bilinmezliklerle dolu karanlık yolda yola düşen, bağımsızlığın meşalesini yakan, geldikleri gibi giderler diyen, Anadolu’yu karış karış gezen Başkumandan Atatürk’ün gençleriyiz biz. Fikirlerinle, yılmadan savaştın ve kurduğun Cumhuriyet tam 100 yaşında! Senin emanet ettiğin Türk gençliğinden olmaktan gurur duyuyoruz. Adın yüreklerde, hilal göğsümüzde, bilim tek silahımız, yaşasın istikbal yüz bin yıl geçse bile hep senin izinde!

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir