Zehirli Ön yargılar

İnsanlar hep birbirlerinin dış görünüşlerine göre karakter analizi yapmazlar mı?
Tanımasak da haklarında öyle fikirler üretirler ki tanımaya gerek duymadan kendi öngörülerini doğru kabul ederler. Duygular, düşünceler hep uzaktan uzağa başlar, bazen de uzaktan uzağa biter.


Örneğin tanışmadığımız bireylerin giyinişleri ile kişiliğini bağdaştırırız hemen…
Salaş ve spor giyinmeyi sevene ciddiyetsiz, fazla rahat biridir gözüyle bakarız. Klasik giyimli birini gördüğümüzde ciddi, kendini beğenmiş ve havalı buluruz. Dövmeli birini gördüğümüzde aykırı ya da dikkat çekmeyi seven biri olarak adlandırırken, gözlük takan çalışkandır, kravat takan beyefendidir gibi algılara kapılıyoruz. Ortamda konuştuğu bir cümle üzerinden kişiliğini değerlendirmeye alırız.

Tanımak zor bir uğraş gibi geliyor galiba bizlere, onun yerine beynimizde kodladığımız etiketleri insanlara yapıştırmak çok daha kolay oluyor. Bazı insanlar yeni insan tanıma konusunda çok seçici olduğunu söylerler.  Nedeninin, bir insana yaklaşmadan kendi içine elemeye gitmesi olduğunu düşünüyorum.


Kişinin bunu yaparken de bu davranışı huy haline getirmesi aslında seçiciliği seçmek yerine yalnızlığı seçmesine neden olmaktadır. Tabii ki bize uygun olan ve olmayan insan tipleri vardır. Fakat ön yargılar yanıltıcı olabilmektedir ve keşke sadece yanıltıcı olmakla kalsa, tanımadığımız insanlara sırf dış görünüşleri ya da dışarıdan gördüğümüz davranışları yüzünden düşmanlık beslemek gibi bir özelliğimiz de var. Yani kişiler arası gizli düşmanlık ön yargılarımızla doğar. Peki bu ön yargılarımızın kökeni nedir?  Kim bilir belki ailemizden, belki reklamlardan, belki çocukluğumuzdan geliyorlardır.

Ön yargılarımızı nasıl azaltırız?
Egosistemimizde empati duygumuzu geliştirerek, farklı düşünceleri anlamaya çalışarak ya da kendimize dönerek olabilir. Bir de insanların surat ifadelerine göre sınıflandırmalar yaparız ya o en fenası herhalde, çünkü kıyafet değiştirilir, hatta düşünce bile değiştirilir ama herkesin ona özel olan bir duruşu ve mimiklerini kullanma şekli vardır. İşte kimse bunu değiştirmek zorunda değildir ve değiştirmesi de kolay değildir. Kimsenin surat ifadesi kimseye benzemek zorunda olmadığı gibi, herkesin her an güler yüzlü olamayacağını da bilmemiz gerekiyor. 

Surat ifadeleri yüzünden insanları yargılamanın aşağılayıcı olduğunu unutmamalıyız. Ön yargılar farklılıklarımız doğrultusunda ayrımcılık yapmamıza neden olur.
Kötü hüküm vermeye alışkın insanlar iyinin farkında olamazlar, işte tam da bu yüzden ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve hayatı, insanları olduğu gibi kabul ya da reddedin ama bunu yargılamadan yapmaya çalışın.”


Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir