İyi olmak iyi midir? iyilik yapmak iyi hissettirir, her iyilikte tazelenen ruhumuz, iyileşen kalbimiz ve tüm yenidenlikler çoğalır, hiçbir şey bitmez, bittiğini sandığımız her şey için bile teşekkür borçluyuz giden ya da hayatımızdan gönderdiğimiz kişilere, olaylara. Belki size hayal kırıklığı gibi gelebilirler fakat her defasında yeniden başlama umudunun sebebi bir bitiş yani yeni bir başlangıçtır. Kapanan kapılara üzülme, sen eğer o kapıları açıp bakmasaydın, açmak istediğin kapı o sanacaktın ya da o kapıya giden yolda yürümemiş olacaktın.
Tanıdığın insanlar, yaşadığın olaylar, karşılaştığın durumlar için pişman olma. Hayat, yaşadığın sürece yaşatıyor ve yaşattıkça öğreniyorsun. Bazımız az bazımız çok öğreniyor. Her hikaye farklı öğreticilikte ve hepsi tecrübe…
Çok öğrendiğin için üzülme ya da şanssız hissetme sakın. Çünkü karşına ne çıkarsa çıksın sen hep mücadele ettin, Savaşçı ruhunu, belki yorgun, bitkin hissediyorsun ama bugün de dün gibi dün de kalacak. Dünlerden sana kalan ise bugünler ve yarınlar için cebinde biriktirdiklerin olacak.
Neden sürekli öğrenmek zorundayım, artık sadece yaşamak istiyorum diye de düşünebilirsiniz. Haklısınız kalbinize ağır gelenleri anlayabiliyorum ama öğrenirken de yaşadığınız zamanı kaçırmayın derim.
Hangi gün dün de kalacak, hangi gün yarına çıkacak bilinmezken bilmediğin zamanı sende bilinmezlikte öylesine harcama. Sana iyi gelen kişilerle, seni daha iyi hissettiren yerlerde olmaya çalış.
Eğer ki şu dönemde sana iyi gelen bir yer ya da kişi yoksa, o zaman kendinle baş başa kalman, yaşadıklarını ve yaşamak istediklerini sorgulaman gerekebilir. Yaşadığın süreçleri, atlattıklarını, atlamadıklarını kendine dürüst bir şekilde açıklamakla başlamalısın işe ve yüzleşme sonrasında net bir şekilde adım atmaya başladığında düğümler çözülmeye başlayacaktır. Ne kadar da kolay bahsediyorum değil mi, ne kadar da genel geçer konuşuyorum, bir sihirbaz gibi okus pokus yapıp düzelecekmişçesine…
Zor zannettiğimiz her şey, sandığımızdan daha kolay olmasıyla meşhurdur. Bilinenin üzerine giderseniz bilinmeyenleri ortadan kaldırırsınız belki de kim bilir… Hayat düşünmek için uzun, harekete geçmek için ise kısa, unutma olur mu?
Pusulan kendin olursa,yönünü kaybettiğinde çabuk ulaşırsın. Seni en iyi tanıyan yine sensin, insanlar seni anlamıyorsa kimseye kendini anlatmak için zaman kaybetme, Dünyanda senden değerli kimse olmasın mesela, değerli zamanını en değerli olana yani kendine ayır. Baktığın yerde göreceksin, aslında ne istediğini, ne hissettiğini, ne düşündüğünü ve bakmakla görmek arasındaki farkı yaşarken bulacaksın kendini, ferahlayacaksın. Yolunuz hep ferahlıklara çıksın…