Beklenmedik bir şekilde yani ani gelişen, sonucunda da fiziksel ve psikolojik olarak yaşanacak olumsuzlara sebebiyet veren ruhsal travma durumu ile karşılaşabilirsiniz. Aslında olayın travmatik bir durum olup olmaması kişinin durumu yaşayış şekline bağlıdır. Hayati önem taşımayan fakat hayat standardının düştüğü durumlarda kişinin kendisini psikolojik sorunlarla baş başa bulması kaçınılmaz bir sondur. Bu da kişi ve çevresi için ciddi bir sorun olsa da geçici bir durum olduğu bilinmelidir. Travma sonrası yaşanabilecek sorunları sıralarsak; uykusuzluk, kabus görme, çabuk sinirlenme, ani irkilme, dalıp gitme, gelecekle ilgili plan yapamama, insanlara yabancılaşma, içine kapanma ve olayı hatırlatan her an konuşmaktan kaçınarak uzaklaşmak isteme gibi korkunun izleri bir süre gölgeleri gibi onları takip edebilir.
Olayın şokunu atıp gündelik hayatına dönebildiğini gördüğünde kişinin özgüveni yeniden toparlanır ve kişi yeniden hayata bağlanır. Günlük rutinine döndüğünde ilk etapta kendini normalden daha fazla sakınırken bulsa da, zamanla bu durum normal halini alacaktır.
Travma Sonrasındaki Psikolojik Duygu Durumları!
Yaşanan olay sonrasında; korku, öfke ve üzüntü duyguları ağır basmaktadır. Bunların yanı sıra suçluluk duygusu ve hayal kırıklığı da görülebilir. Bunun sebebi de olayları tekrar tekrar konuşmasa da kafasında canlandırmasından kaynaklı hissedilir. Fiziksel belirtilerde de mide bulantısı, halsizlik, kalp çarpıntısı, titreme, denge kaybı, baş dönmesi ve şiddetli baş ağrılarıdır.
Zihinsel tepkiler; hafızaya dayalı yaşanan sorunlar, dikkat eksikliği, sorun çözme yetisinin kaybı ve uyku bozukluğudur. Sosyal tepkiler ise; sosyal diyaloglarda bozulmalar, insanlardan uzaklaşma isteği ya da aksine kontrolsüzce gerçekleşen olayın ardından her şeyi kontrolü altına alma isteği yaratabilir.
Ne Zaman Bir Uzmana Gidilmesi Gerekir?
Yaşanılan talihsiz olayın üzerinden 3 ay geçmesine rağmen bu tepkilerin bir kısmının sürekliliği söz konusu ise, kendi psikolojinizin ve çevrenizdeki kişilerle ilişkilerinizin bozulmaması için yaşanan stres bozukluğu için bir destek almanız oldukça önemlidir.
Travmanın Tedavi Süreci Nasıl İlerliyor?
EMDR Terapisi (Eye Movement Desensitization Reprocessing /Göz Hareketleri Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi en çok uygulanan tekniktir. Rahatsız edici deneyimlerin sebep olduğu duygusal sorunların yanı sıra, performans kaygısı, fobi, panik bozukluk, çocuklarda travma belirtileri, beden algısının bozukluğu, yas, kronik ağrı, baş ağrısı, migren ve başka birçok sorunların tedavisinde kullanılan bir psikoterapi yöntemidir. Emdr sırasında kişinin kötü anısıyla ilgili düşünceleri, duyguları, bedensel tepkileri ve anıyla ilgili görüntülere odaklanılır. Emdr süreci bittiğinde, kişi olayla ilgili öfke hissediyorsa kişi bu olaya baktığında olumsuz duygular hissetmiyor olacaktır, anıyla ilgili görüntüleri gözünün önüne getirmeye çalıştığında ya getiremeyecektir ya da parça parça getirse bile artık bunlardan rahatsızlık duymayacaktır, hatta anıyla ilgili çıkardığı dersler doğrultusunda olumlu cümleler kurabilecektir. Kişide travma yaşadığı günden beri kekemelik başlamış olabilir. Ve Emdr sonrasında kekemeliğin ortadan kalktığını görmekteyiz. Başka bir örnek, kişi o olayı yaşadığı gün göğsünde ağrı şeklinde bir fiziksel tepki yaşamıştır ve sonrasında olayı hatırlatan tetikleyicilerle karşılaştığında göğüs ağrısı olmaya devam etmiştir. Bu da Emdr sonrası ortadan kalkar. Emdr travmanın tedavisinde oldukça etkili ve kısa süreli bir tedavi yöntemidir.
Kişi 3-12 seansta, travmanın yarattığı etkilerden kurtulabilmektedir.