İnsan Gibi

Bazen çok düşünürsün… hatta o kadar çok düşünürsün ki başka hiçbir şeye zamanın kalmaz. Zaman öylece geçip gitmiştir ve geriye dönüp baktığında her şeyi en ince detayına kadar tekrar etmiş ama kendin için bir şeyleri eksik ya da yanlış yaptığının farkına varmışsındır. Bu farkındalık; kolay bir kazanım değil, hatta bir kazanım değil bir kayıp gibi bile geliyor bazen insana.

Evet insan düşünen bir varlık ama bir sorunu, bir durumu, bir yeri, birini, bir şeyleri sürekli düşünmenin soruna çözüm getirmediğini sadece soruna duruma olaya ait düşünceyi tekrar etmekten başka bir işe yaramadığını anladığım zamanlardayım. Bir şeyi eğer çok düşünmek istiyorsak herkes kendini düşünsün inanın bu bencillik değil, bilmediğimiz bir doğruymuş.

Hayatın istesek de istemesek de bir akışı var. Benim hayata karşı tutumum; aşırı detaycı, sorgulayıcı, araştırmacı yaklaşım tarzım hayatın akışını değiştirmeye yetmiyor hatta hayatın akışını durduruyor. Artık insanlardan daha sık duymaya başlar oldum. ”Ben sen olsaydım bu kadar düşünerek yaşayamazdım” sözünü. ”Başkalarının yerine de düşünüyorsun” sözünü ve ben her şeyi çok düşündüğüm gibi bu sözleri de çok düşündüm. Bu arada iyi ki bu olumsuz eleştirileri de aldım. Ama bu sefer kendimi düşünmüş oldum ve anladım ki insan ancak kendini düşününce sorun, çözüme kavuşurmuş. Yani olumsuz gördüğüm bir durumu olumluya çevirme fırsatı yakaladım ve mutlu oldum. Krizi fırsata çevirmek bu olsa gerek. İnsan kendine isterse dert edinir, isterse de deva. İnsan sırtına hem yük bindirir, hem de yükünü ancak kendi hafifletebilir. Tercih bizim elimizde! Akışa ancak tercihlerimizle yön verebiliriz.

İnsan ayna gibidir: Ya kendine şeffaf bakıp, özünü görür. Ya da kırılıp her baktığında parçalanır.

İnsan toprak gibidir: İster verimli bir toprak olup, iyi tohumlar ekip yeşertir. İsterse çorak bir arazi gibi ne ekse çürütebilir.

İnsan deniz gibidir: Ya dingin bir deniz olup huzuru bulur, ya da fırtınalı bir okyanus gibi kendini gelgitleriyle boğar.

İnsan ateş gibidir: Ya harlanıp etrafını aydınlatır, ya da küle dönüşüp söner.

İnsan kitap gibidir: Ya her sayfasında yeni bir hikaye yazar, ya da sayfaları boş bırakıp anlamını yitirir.

İnsan bahçe gibidir: İnsan kendine ya çiçekler eker, ya da dikenli çalılarla çevreler.

İnsan rüzgar gibidir: insan ya serinletici bir meltem olup eser, ya da fırtına gibi savrulup yerle bir olur.

İnsan kuyu gibidir: Ya içinde sakladığı hazineleri bulur, ya da karanlık bir çukur gibi kendi içinde kaybolur.

İnsan saat gibidir: Ya her anının değerini bilir, ya da durmuş bir saat gibi zamanın farkına varmadan yaşar.

İnsan dağ gibidir: Ya kendi gücünden faydalanır, ya da içindeki volkanlarla kendine zarar verir.

İnsan yıldız gibidir: Ya kendi göğünü aydınlatır, ya da kayıp giden bir yıldız gibi söner ve kaybolur.

Tercih sizin! Ne olacağınız, kim olacağınız, nasıl yaşayacağınız elbette ki sizin seçiminiz. Kim olmayı seçtiğiniz sizi, fakat olumlu ya da olumsuz insani davranışlarınız toplumu etkiler. ”İnsan olmak, biyolojik bir varlık olmaktan, çok öte bir anlam taşır.” İnsan olmanın gerekliliklerinin bilincinde olup, bu bilince uygun yaşayan bir toplumda olmanın dileğiyle. İnsanlık büyürse toplum gelişir ve yükselir.”

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir