Tek bir dünyanın içinde milyonlarca hayat…
Dünyayı büyük yapan şey hayatlar mı? Ya da hayat tarzlarının birleşimi olan kültürler mi?
Çok düşündük biraz da cevaplayalım; bence her renk bir kültür.
İşte bu yüzden dünya rengarenk!
Geçmişten günümüze kadar değişime uğrayarak gelen ülkelerin; gelenekleri, yaşayış biçimleri, giyinme-yeme gibi farklılıkları onları onlar yapan özellikleridir.
Her renk ayrı bir zevk ve her tat ayrı bir lezzet değil midir?
Farklılıklarımız sayesinde biziz ve güzeliz.
İyi ki herkes kendine özgün…
Çünkü bu olumlu durum, toplumu daha fütürist duygu ve düşüncelere yöneltip kültürel zenginliklerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Farklılıkları yüzünden dışlanan ve hakir görülen bireyler ya da toplumlar da ne yazık ki içinde bulunduğumuz çağda hala mevcudiyetini korumakta. Bu yargıları kırmak isteyenlere muhalif gözüyle bakılmakta…
Ama biz bunu da yadırgamayalım ki, onlardan farksız olabilelim.
Sonuçta insan, düşünebilen bir varlık…
Kimisi bunu az, kimisi çok yapıyor olsa da konumuz şu an o değil.
Her gün yürüdüğünüz bir yolu düşünün ve bir grup insanın da o yolu her gün yürüdüğünü.
Herkes aynı yoldan yürüse hatta aynı şeylere baksa bile aynı şeyleri görmez.
İşte hayat da herkese aynı şeyleri aynı zaman diliminde göstermez.
Bazen farkına varır, görmezden gelir, bazen de farkındalık yaşamak istemediği için farklılıkları kabullenmez. Çünkü farklı olabilmek farkına varabilmekten geçer.
Yazımın sonunda biraz kafa karışıklığı yaratıp bitirmek istiyorum; farklı olmak mı farkındalık yaratır? Farkındalık yaratmak mı farklı olmaktır? Yorumlara düşüncelerinizi ekleyebilirsiniz.