Sosyal Medyanın Bize Etkisi

Sosyal medyanın hem efendisi hem kölesi olan bizler, sosyal medyayı ne kadar faydalı kullandığımızı savunsak da çoğumuzun amacı eğlence… Sosyal medya platformlarında izlediğimiz insanlar gibi davranıp, onların konuşmaları bizim sosyal ortamlarımızdaki diyalogları belirler oldu. Sanal dünya gerçekliğinde hepimiz felsefeciyiz, psikoloğuz, siyasetçiyiz dahası mutluyuz.. Güya ‘kişisel’ sosyal medya hesaplarımızda kendimizi bir ürün ya da hayatımızı bir hizmet gibi tasarlayıp insanlara sergilemiyor muyuz?

Telefonu elimize almadığımız anda acaba kimler ne paylaşmış diye merak ediyoruz. O arada bizi dinleyen aplikasyonlar o anda ki konuşmalarımıza istinaden bir bildirim gönderiyor ‘acıktınız mı’, ‘..indirimde’, ‘kuponunuzun son günü’ gibi kendimizi o dünyanın içinde bir şekilde yine bulmuş oluyoruz. Sosyal medya bağımlısı olan bizler; komedyenlerin güldüğüne gülüyor, birilerinin anlamsız cümlelerini önemseyip ezberliyor, güzellik algısını estetikli kişilere göre belirliyor, arkadaşının fikir almayacağı kişilerin sosyal medya sayfaları sayesinde önerilerine kulak veriyor hatta alışverişlerimizi bile o öneriler doğrultusunda yapıyoruz. ‘

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir’ sözünü öyle bir evirip çevirdik ki; birbirimizin klonu gibi aynı şeyleri giyiyor, yüz hatlarımız, makyajımız, davranışlarımız, düşüncelerimiz, duygularımız bile birbirinin tıpkısının aynısı oldu. Peki neden ve ne zaman böyle olduk?


Sosyal medyada birilerinin popüler olması bizim duygularımızı, düşüncelerimizi ele geçirdi ve bu yüzden hepimiz aynı şeyleri konuşur olduk. Bu süreçte düşünme yetimizi de bir miktar kaybettik sanki. Ne olduysa, ünsüzler ünlü olunca oldu! Herkes aynı cümleleri konuşur olunca aynı dili konuşuyoruz sandık, Halbuki kendi fikirlerimiz yoktu ortada, biz de benliğimizi unutmuştuk zaten. Elimizde olan telefon sanki elimizde değil de zihnimizin içinde, zihnimizi ele geçirmiş gibi yaşamıyor muyuz hayatı?


Bizi etkileyen sanal dünyaya karşı, benliğimizi hatırlamamız ve yaşamın farkında olmamız dileğiyle…
Unutmayın satın aldığınız hiçbir saat zamanınızı daha değerli kılmaz, spor yapmadan spor tarzda kıyafetler sizi sportif yapmaz. Çok şık bir kıyafet sizi şık gösterebilir ama asil yapmaz. Satın aldığınız hiçbir ürün size sürdürülebilir bir mutluluk vermez. Eğer bu şekilde mutlu oluyorsanız, paranız bittiğinizde mutluluğunuz da biter. Evlendiğinizde mobilya mağazası havasındaki evinizin atmosferini huzurlu kılmaz, eşyalarınız eskiyince evliliğiniz de eskir. Sanal dünyada özendiğimiz, instagram bitki örtüsü olan ürünler, aslında bizim ihtiyaçlarımız değil, onlar tüketim toplumunda üzerimize düşen roller…


İhtiyaçlarımızı düşünmemiz lazım; şu anda bunu almam gerekiyor mu, şu an izlediğim bu video bana ne katıyor, şu an konuştuğum cümleler sosyal medyadan alıntı mı diye? Hayatımızdaki belirsizlikleri ve gereksinimleri düşününce kendimizi bulabiliriz. Gereksiz olan herhangi bir anın yeri boş kalınca düşünmeye başlayıp, kendimizi keşfetmeye başlıyoruz. Yazımı ‘Hakikat aramakla bulunmaz, ama bulanlar arayanlardır’ sözüyle bitiriyorken, kendi yolumuzda ve bize ait olanlarla yürümemiz umuduyla..

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir